Probiyotiklerin, bağışıklığı güçlendirmeden kanser riskini azaltmaya kadar sağlığa katkıları tartışılmaz. Peki vücutta azalması hangi belirtilere yol açar? İşte İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Erk’in yanıtı…
Başta bağırsaklarımız olmak üzere tüm vücudumuzda trilyonlarca bakteri bulunmaktadır. Bu bakterilerin büyük bir kısmı dost bakteriler yani probiyotiklerdir. Tabii ki bağırsak florasında zararlı bakteriler de yer almaktadır. Bu denge hayati öneme sahiptir. Bazı yanlış yaşam ve beslenme alışkanlıkları bu dengenin bozulmasına neden olur.
İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, probiyotik eksikliğinin belirtilerini ve almamız gereken önlemleri şöyle anlattı…
İşte doğal kaynaklar
Ev turşusu, ev yoğurdu, süzme peynir, boza, kefir,Tarhana, sirke, salamura yiyecekler probiyotik içeren doğal gıdalardır. Günümüzde ise lif, antioksidan, Omega 3 miktarı oldukça düşük; yabancı kimyasallardan zengin bir diyet söz konusudur. Gıda teknolojisi yiyeceklerdeki yararlı ve canlı mikroorganizmaları (probiyotik) ortadan kaldırıcı işlev görmektedir. Pastörizasyon işlemi gıdalardaki (süt, meyve suyu, yoğurt) probiyotik bakterileri büyük ölçüde ortadan kaldırır, bu tür gıdaların probiyotik etkisi sınırlıdır.
Salatalarınızda sirke kullanın
Günde mutlaka 2-3 porsiyon yoğurt, cacık ve ayran gibi besinleri beslenmenize ekleyin. Eğer ihtiyacınız daha fazla probiyotik ise günde 1 porsiyon probiyotikli yoğurt ve ya kefir de ilave edebilirsiniz. Salatalarınızda mutlaka sirke kullanın. Prebiyotik olarak mutlaka lif tüketiminizi arttırın, haftada en az 2 porsiyon kurubaklagil tüketin. Besinler yoluyla alınabilen probiyotiklerin vücudumuzdaki etkilerinin görülebilmesi için her gün düzenli olarak tüketilmesi gerekir.
Bu belirtilere dikkat!
Günümüzde lif, antioksidan, Omega 3 miktarı oldukça düşük; yabancı kimyasallardan zengin bir diyet söz konusudur. Gıda teknolojisi yiyeceklerdeki yararlı ve canlı mikroorganizmaları (probiyotik) ortadan kaldırıcı işlev görmektedir. Probiyotik eksikliği bağırsak sisteminde ortaya çıkan gaz, kabızlık, ishal, şişkinlik hissi, mantar enfeksiyonları, egzama, yorgunluk gibi sorunlara yol açar. Bu eksikliği giderebilmek için, günlük beslenmemizde daha çok probiyotik ve prebiyotik besinlere yer vermemiz gerekir.
Prebiyotik nedir?
Prebiyotikler probiyotik bakterilerin canlı ve zinde kalmaları için gerekli olan, sindirilemeyen karbonhidrat türü gıda bileşikleridir. Prebiyotikler, probiyotiklerin besinleri olarak işlev görür. Soğan, sarımsak, pırasa, enginar, bezelye, muz, tam tahıl ürünleri (buğday, yulaf, çavdar, arpa), kuşkonmaz, domates, soya gibi yiyeceklerde doğal olarak prebiyotikler bulunmaktadır. Yerelması, hindiba kökü ve enginar çok kaliteli bir prebiyotik olan inülinden zengin gıdalardır. İnülin ayrıca kuşkonmaz, soğan, kuru üzüm ve muzda da vardır. İnülin şeker hastalarında kan şekeri ve insülin düzeyini artırmaz, iyi bir lif kaynağıdır, kalsiyum ve magnezyum gibi minerallerin emilimini arttırır. Probiyotik olan kefire inülin veya fruktooligo sakkarid gibi prebiyotikler eklenerek etkisi güçlendirilmektedir.
FAYDALARI
■ Bağışıklığı destekler.
■ İshal, kabızlık, gaz ve şişkinliğe iyi gelir.
■ Kilo vermeye destek olur.
■ Kolorektal kanser ihtimalini minimize eder.
■ Alerjiyi azaltır.