Bilim insanları travma sonrası stres bozukluğu için oksijen tedavisi öneriyor

Bir grup İsrailli bilim insanı; hastaları, zihinsel olarak iyileştirmeye yardımcı olan oksijen açısından zengin koşullara sokarak travma sonrası stres bozukluğunun şiddetini önemli ölçüde azaltabileceklerini iddia ettiler.

Araştırmacılar, İsrail savaş gazileri üzerinde yapılan pilot çalışmada oksijen tedavisinin beyin hasarını onararak dikkate değer sonuçlar verdiğini söyledi.

Tel Aviv’deki Shamir Tıp Merkezi’ndeki nefroloji bölümünün müdür yardımcısı Keren Doenyas-Barak, geleneksel tıp ve psikoterapiden çok daha iyi sonuçlar veren oksijen tedavisinin travma sonrası stres bozukluğu yaşayan hastalara gerçek bir umut verdiğini söyledi:

İYİLEŞME YILLARCA KORUNABİLİYOR

“Yıllardır ilk kez, çoğu şiddetli travma sonrası stres bozukluğundan muzdarip olan çalışma katılımcıları, korkularını geride bırakabildi. Çoğu hastada, tedavinin tamamlanmasından sonra iyileşmenin yıllarca korunacağına da inanıyoruz.”

Oksijen tedavisi halihazırda karbon monoksit zehirlenmesi, kangren ve inatçı yaraların iyileşmesi gibi bir dizi durum için kullanılıyor. Kanıtlar, tedavinin beyne oksijen tedarikini uyardığını, hasarlı beyin dokusunun işlevselliğini geri kazandırmak için yeni kan damarları ve nöronların oluşumunu artırdığını ve ayrıca kök hücrelerin yeniden aktivasyonunu ve çoğalmasını indüklediğini gösteriyor.

PSİKOLOJİK TRAVMAYI DA BEYİN AKTİVİTESİNİ DE DEĞİŞTİRİYOR

Çalışmada, 35 gaziye birkaç hafta boyunca 60 ve 90 dakikalık seanslar uygulandı. Birçoğu, beyinde hem işlevsel hem de fiziksel iyileşmenin kanıtlarıyla birlikte, aşırı uyarılma, kaçınma ve depresyon dahil olmak üzere tüm travma sonrası stres bozukluğu ile ilgili semptomlarda iyileşme göstermeye devam etti.

Doenyas-Barak, araştırmanın; durumun tamamen psikolojik olduğu inancını kırmaya yardımcı olduğunu söyledi: “Çeşitli çalışmalar, psikolojik travmayı takiben beyin aktivitesinde ve hatta yapıda önemli değişiklikler gösteriyor.”

Shamir’deki Sagol Hiperbarik Tıp ve Araştırma Merkezi’nin kurucusu ve yöneticisi Shai Efrati, araştırmanın dünya çapında milyonlarca kişiye umut olduğunu belirterek şu açıklamaları yaptı:

SADECE YETİŞKİNLERDE DEĞİL, GENÇLERDE DE GÖRÜLÜYOR

“Çalışmamız zihin ve beden arasındaki bağlantının daha iyi anlaşılmasını sağlıyor ve sonuçlarımız şiddetli duygusal travmaya maruz kalmanın beyinde organik hasara neden olabileceğini gösteriyor. Bugüne kadar etkili bir teşhis yöntemi geliştirilmemişti ve travma sonrası stres bozukluğu teşhisi hâlâ öznel olan kişisel raporlara dayanmakta. Bu da acı çeken gaziler ile onları tedavi etmekten sorumlu yetkililer arasında birçok çatışmaya neden oluyor.”

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünya nüfusunun neredeyse yüzde 4’ü ve tüm savaş askerlerinin yüzde 30’u travma sonrası stres bozuklu geliştiriyor. Bu durumdan sadece yetişkinler muzdarip değil. King’s College London’da 2019’da yapılan bir araştırma, Birleşik Krallık’taki her 13 gençten birinin 18 yaşına gelmeden önce travma sonrası stres bozukluğu yaşadığını ortaya çıkardı.