Önce babasının sonra kızının hayatını kurtardı! ‘Böbreğimi vermiş olabilirim ama kalbim büyüdü…’

Takvimler 2016 yılını gösteriyordu. John Cunningham aniden fenalaştığında araba kullanıyordu. West Virginia’da bulunan Ritchie County’deki acil durum tıbbi istasyonlarından birinin yakınındaydı ve yardım alabilmek umuduyla durmaya karar verdi.

O gün acil durum istasyonunda sağlık görevlisi Kristi Hadfield vardı. John, istasyona girdi ve yaşadığı göğüs ağrısı dahil birçok semptomu Kristi’ye anlattı. En yakın hastane 45 dakika uzaklıktaydı. Kristi, John’u hemen ambulansa bindirdi ve hastaneye doğru yola çıktılar. O sırada 65 yaşında olan ve kalp krizi geçiren John’un yolda kalbi durdu. 

‘BUGÜN DEĞİL JOHN!’

Kristi hemen göğüs kompresyonları yapmaya başladı ve John’un kalbinin yeniden atmasını sağladı.

Bugün 56 yaşında olan Kristi, o anları The Washington Post’a şöyle anlattı:

“Onu geri getirmeyi başardık. Göğüs kompresyonu yaparken ona ‘Bugün değil John, bugün değil!’ dediğimi hatırlıyorum.”

John Cunningham hastaneye yetiştirildi ve tamamen iyileşti. Ancak ikisi de, Kristi’nin bir gün John’un kızının da hayatını kurtaracağını hayal edemezdi…

DÖRDÜNCÜ AŞAMA BÖBREK YETMEZLİĞİ TEŞHİSİ KONDU

John’un kalp krizi geçirmesinden kısa bir süre sonra onu Facebook’tan bulan ve arkadaşlık istediği yollayan Kristi, “Kontrol etmek ve nasıl olduklarını görmek için hastalarımı takip etmeyi seviyorum” dedi.

Kristi Hadfield, çok geçmeden John’un kızı Molly Jones’tan Facebook arkadaşlık isteği aldı. Pennsboro’da yaşayan 42 yaşındaki Molly, arkadaşlık isteği yollamasının nedenini “Elbette babamın hayatını kurtaran kişiyi tanımam gerekiyordu” sözleriyle açıkladı.

Olayın üzerinden yıllar geçse de Molly ile Kristi, Facebook’ta iletişim halinde kaldı.

2022 yılının Ocak ayında Molly akut bir şekilde hastalandı. Kötü baş ağrıları, ayaklarda şişlik, kronik yorgunluk, mide bulantısı ve yüksek tansiyon gibi şikayetler yaşıyordu. Doktorların tetkikleriyle Molly’ye dördüncü aşama böbrek yetmezliği teşhisi kondu. Böbrekleri hızla işlevini kaybediyordu.

Yaşadıkları için “Çok kötüydü” diyen Molly, kendisine gençken otozomal dominant polikistik böbrek hastalığı teşhisi (böbreklerde kistlerin gelişmesine neden olan kalıtsal bir hastalık) konmasına rağmen hastalığın bu kadar hızlı ve şiddetli ilerleyeceğini tahmin etmediğini söyledi.

Molly’ye yakında diyalize başlaması veya nakil olması gerektiği söylendi. ABD’de hastalar ulusal nakil bekleme listesinden ölü bir donör böbreği alabilmek için ortalama üç ila beş yıl bekliyorlar. Ülkede her gün aşağı yukarı13 kişi böbrek nakli beklerken ölüyor.

Bu gerçeği öğrenen Molly, durumu hakkında Facebook’ta bir gönderi paylaşmaya karar verdi.

Molly, annesinin de polikistik böbrek hastalığı olduğunu ve 2016 yılında babasının kalp krizi geçirmesinden sadece bir ay önce vefat ettiğini belirterek, “Sosyal medyayı her zaman organ bağışını teşvik etmenin bir yolu olarak kullandım” dedi.

‘KAN GRUBUN NE? BÖBREĞİN BENDE!’

Kristi, Molly’nin sağlık sorununu ayrıntılarıyla anlatan Facebook gönderisini görünce tek bir soru ile iletişime geçti: “Kan grubun ne?

Molly’nin kan grubu A Rh pozitif idi. Tesadüfe bakın ki Kristi de A pozitifti. Kan gruplarının aynı oılduğunu öğrenen Kristi, Molly’yi çok şaşırtan bir cevap verdi: “Böbreğin bende.”

Molly, bu teklif karşısında yaşadığı şaşkınlığı, “Dürüst olmak gerekirse mesajı okuduktan sonra şok içinde ne kadar süre oturduğumu bilmiyorum” sözleriyle anlattı.

Kristi ise bunun tamamen sezgisel bir teklif olduğunun ve içtenlikle söylediğinin altını çizdi: “Molly annesini kaybetmişti ve babasını kaybetmemiş olması beni çok mutlu ediyordu. Bir kız çocuk annesi olduğunu biliyordum. Kızının büyüdüğünü görebilmesini istedim.

Ohio, Belpre’de yaşayan Kristi, canlı donör nakli için iyi bir aday olup olmayacağını sormak için Pittsburgh Üniversitesi Tıp Merkezi’ndeki Thomas E. Starzl Nakil Enstitüsü’nü aradı.

İki çocuğu ve beş torunu olan Kristi, “Bunu çocuklarım, kocam ve torunlarımla da tartıştım. Operasyonun sağlığımı nasıl etkileyeceği konusunda endişeli olsalar da tüm süreç boyunca beni tamamen desteklediler” dedi.

Soldan sağa Molly Jones, John Cunningham ve Kristi Hadfield

KRISTI TESTLERDEN GEÇİYOR, MOLLY’NİN DURUMU İSE GİTTİKÇE KÖTÜLEŞİYORDU

Molly, Haziran 2022’de nakil listesine alındı. Kristi de bu sırada, tıbbi öykü incelemesi, fiziksel muayene, çeşitli laboratuvar testleri ve psikolojik değerlendirme de dahil olmak üzere uygun bir donör olduğundan emin olmak için zorlu testlere başladı.

Şans onlardan yanaydı. Molly’nin sigortası gereken prosedürleri ve testlerin tüm masrafını karşıladı. Kristi, “Baştan ayağa tamamen iyi olduğumdan emin olmak istediler. Hem beni tehlikeye atmak hem de Molly’ye kötü bir böbrek nakletmek istemediler” diye anlattı.

Kristi gerekli testlerden geçerken Molly’nin sağlık durumu gittikçe kötüleşiyordu. Kristi, nakli yıl sonundan önce yaptırmaya kararlıydı. İstediği gibi de oldu; 27 Aralık 2022 tarihine ameliyatı planladılar.

İLK YÜZ YÜZE GÖRÜŞMEDE GÖZYAŞLARI AKTI

İki kadın, yıllardır olan iletişimlerine rağmen ilk kez hastanede yüz yüze görüştü. İlk yüz yüze gelme anı ise bolca gözyaşına sahne oldu. Kristi’nin yardımı ile duran kalbi yeniden çalışan ve hayata dönen olan John da oradaydı. O da kızını ve hayatlarını kurtaran kadını bir arada gördüğünde çok değişik duygular yaşadığını belirterek, “Onları görmek ve ikisine de sarılmak inanılmazdı” dedi.

Belki de bu durum en çok Molly için duygu yüklüydü. Yıllar önce babasının hayatını kurtaran kadın, şimdi ona böbreğini verecekti. Molly, “O ana kadar naklin gerçekten olacağına inanmakta zorlanmıştım. Her zaman en iyisi olmasını umsak da hastalık ilerledikçe en kötü senaryoya hazır hale geliyorsunuz” diye konuştu.

‘BU, İNSAN OLMANIN EN FEDAKÂR HALİ’

Nakil ameliyatını Pittsburgh Üniversitesi Tıp Merkezi’ndeki böbrek ve pankreas nakli programının cerrahi direktörü Amit Tevar gerçekleştirdi.

Yaptığı nakil ameliyatının ardındaki hikâyeden çok etkilendiğini söyleyen Dr. Tevar, “Bu, insan olmanın en fedakâr halini gözler önüne seriyor. Hastalarımda insan doğasının en iyi yönlerini görüyorum ama bu normalde gördüğümüzün çok ötesinde” dedi.

Dr. Tevar ölü bir donöre kıyasla canlı bir donörden alınan böbreği kullanmanın faydalarını da şöyle sıraladı:

Canlı donör, tercih edilen bir zamanda sağlıklı bir bağışçıdan yapıldığı için çok daha iyi bir nakildir. Daha uzun süre dayanır ve daha iyi çalışırlar. Canlı donör olma konusunda bilgi ve farkındalık eksikliği var. İstekli adaylar bulmak oldukça zor olabiliyor.

‘NAKİL OLMASAYDI MOLLY’Yİ UZUN BİR ÖMÜR BEKLEMİYORDU’

Tevar, bağışçılar için test ve değerlendirme sürecinin güvenlik nedenleriyle çok katı olduğunu da söyledi ve ekledi:

Bizim için en önemli şey donör ve alıcıdır. Operasyonun donör için güvenli olduğundan emin olmak çok önemlidir. Nakil Jones’un polikistik böbrek hastalığı için bir tedavi olmasa da onu diyalizden uzak tutuyor ve ömrünü uzatıyor. Eğer nakil olmasaydı Molly’yi çok işlevsel ve uzun bir ömür beklemiyordu.

PİŞMAN OLDUĞU TEK BİR ŞEY VAR

Molly’ye böbreğini vererek hayata tutunmasını sağlayan Kristi, ameliyattan üç hafta sonra tamamen iyileşti. “Kendimi harika hissediyorum, hiçbir yan etki olmadı” diyen Kristi, bir pişmanlığını da dile getirdi:

Arada bir yara izlerimi görmesem bunu yaptığımı bile bilemezdim. Pişman olduğum tek şey bunu Molly için daha önce yapmamış olmak!

YENİ BÖBREĞE İSİM VERDİ: FASULYE

Molly ise ameliyat sonra kendini çok daha iyi hissettiğini söyledi. Yeni böreğine ‘fasulye’ adını veren Molly, duygularını şu sözlerle anlattı:

Kızım benim her şeyim ve Kristi sayesinde onun mezun olduğunu, üniversiteye gittiğini, büyüyüp kim olduğunu görebileceğim. Bunun için birine nasıl teşekkür edilebilir bilmiyorum. Bu benim hayattaki ikinci şansım. Bu şansı boşa harcamamalıyım.

‘BÖBREĞİMİ VERMİŞ OLABİLİRİM AMA KALBİM BÜYÜDÜ’

İki kadın ameliyattan beri her gün konuşuyor, birbirlerinin ve ailelerinin ömür boyu bağlı olduğunu düşünüyorlar. Hatta naklin birinci yıldönümü için bir parti organize etmeyi dahi planlıyorlar.

Molly, bu partinin aslında Kristi’yi onore etmek için yapılması gerektiğini söyledi ve “Onun sayesinde babam hayatta ve yine onun sayesinde benim de bir hayatım var. Kristi Hadfield’ı ölçülemeyecek kadar çok seviyorum. Dünyada onun için yeterince teşekkür yok” dedi.

Kristi ise tüm bu övgülere karşılık olarak aslında verdiğinden çok daha fazlasını aldığını söyledi: “Böbreğimi vermiş olabilirim ama kalbim büyüdü. Bu sebeple aldığım şey verdiğimden çok daha fazla…

Washingtonpost’un ‘She saved a man’s life. Six years later, she saved his daughter’s life.’ başlıklı haberinden derlenmiştir.